THE PASSIVE WITH GET



THE PASSIVE WITH GET
Bazı sıfatlan "get" ile birlikte kullanarak, onları durum, bildiren bir yapıdan eylem bildiren bir yapıya dönüştürebiliriz.
I couldn't wear my jeans this morning, because they were still wet.                        ("Were wet" kotun o anki durumunu belirtiyor.)                                                         (Bu sabah kotumu giyemedim çünkü hala ıslaktı.)
When I stepped into a hole full of water yesterday, my jeans got wet.                ("got wet" o anda olan bir olayı belirtiyor.)                                                                 (Dün su dolu bir çukura basınca, kotum ıslandı.)

"Get + past participle" da aynı şekilde kullanılır ve passive bir anlam taşır.
She didn't want to go out because she was tired.                 (Dışarı çıkmak istemedi çünkü yorgundu.)
Having worked for three hours without stopping, she got tired. (Ara vermeden üç saat çalışınca yoruldu.)
When she came home, she was very annoyed.                      (Eve geldiğinde çok öfkeliydi.)
She got very annoyed when she heard the news.                 (Haberi duyunca çok öfkelendi.)
"Annoy, please, surprise, frighten, etc." gibi fiilleri kullanırken dikkatli olunuz. Bu fiillerin active biçimleri "kızdırmak, memnun etmek, şaşırtma/c, korkutmak vb." biçimindedir. Eğer bunları "kızmak, memnun olmak, şaşırmak, korkmak" anlamında kullanmak istiyorsak, "be + past participle" ya da "get + past participle" yapısıyla, yani passive cümle yapısıyla kullanmamız gerekir.
She disappointed me with her low grades.                        (Düşük notlarıyla beni hayal kırıklığına uğrattı.)
I was disappointed with her low grades.
(Düşük notlarından dolayı hayal kırıklığına uğradım.)
He surprises us all with his strange behaviour.                   (Garip davranışlarıyla hepimizi şaşırtıyor.)
We are all surprised at his strange behaviour.                   (Onun garip davranışlarına hepimiz şaşırıyoruz.)
He annoyed me by coming late for his appointment. (Randevusuna geç gelerek beni kızdırdı.)
I got annoyed when he came late for his appointment. (Randevusuna geç gelince ona kızdım.)
The dog frightened me when it suddenly appeared in front of me. (Köpek aniden önüme çıkınca, beni korkuttu.)
l got frightened when a dog suddenly appeared in front of me. (Aniden önüme bir köpek çıkınca, korktum.)