19- MODAL AUXILIARIES and SIMILAR EXPRESSIONS (Yardımcı Fiiller)
INTRODUCTION
İngilizce'de modal yardımcı
fiilleri: can. could, will, would, shall. should, ought to, had better,
may, might ve mııst
gibi sözcüklerdir.
Modal yardımcı fiilleri, genellikle
konuşmacının duygularını yansıtır. Yani, gereklilik, zorunluluk, olasılık gibi
kipleri ifade ederler. Örneğin, birine sigarayı bırakması gerektiğini söylemek
istiyorsak, bunu İngilizce'de şöyle ifade ederiz :
You should
stop smoking.
(Sigarayı
bırakman gerekir.)
Ya da, birine bir konuda izin verdiğimizi
ifade etmek istiyorsak :
You may / can leave work early today.
(Bugün işten erken çıkabilirsin.)
Bir modal, kullanılan özneye göre
değişiklik göstermez.
He/We/I/They should leave early.
Bir modal, kendinden sonra yalın fiil
alır.
He can sing well./We
may come late./They must phone us.
"ought to" bu kuralın dışındadır.
I ought to phone my parents./He ought to study
hard.
Bir modal ile belirttiğimiz duyguyu,
genellikle, benzer bir başka yapı ile de ifade edebiliriz.
He can sing very well./He is able
to sing very well.
We must walk faster./We have to walk faster.
a) MODAL AUXILIARIES
|
|||
can
|
do it.
|
Bir modal'dan sonra
gelen fiil yalın
|
|
I
|
could
|
do it.
|
gelir.
|
You
|
may
|
do it.
|
|
He
|
might
|
do it.
|
You must speak slowly.
|
She
|
will
|
do it.
|
|
U
|
would
|
do it.
|
Sadece "ought" , kendinden sonra
|
+
|
shall
|
do it.
|
gelen fiili "to do" biçiminde alır.
|
We
|
should
|
do it.
|
|
You
|
ought
to
|
do it
|
He
ought to eat less.
|
They
|
had
better
|
do it.
|
We ought to walk faster.
|
must
|
do it
|
||
b) SIMILAR EXPRESSIONS
|
|||
be
able
|
to
|
do
|
Bir modal'ın cümleye kattığı anlamı
|
have
|
to
|
do
|
bir başka ifade ile de verebiliriz.
|
have
got
|
to
|
do
|
|
used
|
to
|
do
|
He can speak three languages.
|
be
|
to
|
do
|
He is able to speak three languages.
|
be
supposed
|
to
|
do
|
Bir modal, birden
fazla anlam ifade edebilir. Şimdi
modal yardımcı fiillerinin bu
anlamlarını inceleyelim.
19.l - REQUESTS
Birinden bir şey rica ederken
kullanabileceğimiz, çeşitli İfade biçimleri
vardır. Bunlardan yaygın olarak
kullanabileceğimiz iki yapı,
özne olarak "I" ya
da "you" kullanarak oluşturabileceğimiz ifadelerdir.
Can I borrow your dictionary for a moment?
(Sözlüğünü bir süre için alabilir miyim ?)
.
Can you lend me your dictionary
for a moment ?
(Sözlüğünü bir süre için bana verebilir inisin ?)
19.1.1 - POLITE REQUESTS with the
SUBJECT "I"
MAY I COULD I
|
May I (please) borrow your book ? Could I borrow your
book (please) ?
|
"May I" ve "Could I" nazik bir isteme ifadesidir, (formal)
|
CAN I
|
Can I borrow your book ?
|
"Can
I" daha samimi ortamlarda izin islerken kullanılır,
(informal)
|
TYPICAL RESPONSES :
Certainly. Yes, certainly.
Of course/Of course, you may./ Sure. (informal)
|
Brother: Will you be using
your bike tomorrow ?
Sister:
I don't think so. Why ?
Brother: Can I borrow it for the afternoon ?
Sister:
What happeııed to yours ?
Brother: Mine has a flat tyre.
Sister: Of
course, you can.
(in
a train compartment)
Woman: May I have a look at your newspaper ?
Man:Yes,
certainly. Here you are. (Buyrunuz.)
(On the phone)
Man: Could / May I speak to Mr
Jones, please?
Secretary: Sorry, he
is busy on the other line at the moment. Can you wait
for a moment ?
Man: Okay, I'll call again later.
19.1.2 - POLITE REQUESTS with the SUBJECT "YOU"
WOULD
YOU
|
Would you give me some information, please ?
Could you help me, please ?
Could you please tell me the way
to the station ?
Will you lend me your
book (please) ?
Will you (please) lend nıe your book ?
|
"would",
"could" ve "will", resmi ortamlarda kullanabileceğimiz
yapılardır.
|
COULD
YOU
|
||
WILL
YOU
|
||
CAN
YOU
|
Can you lend me your dictionary ?
|
"can"
daha samimi ortamlarda
kullanılır
|
Can you open the
door, please ?
|
||
TYPICAL RESPONSES : Yes, I'd (I would) be happy
to. Yes,
certainly. I'd be glad to. Sure.
(informal)
|
Eğer olumsuz
yanıt vereceksek, yine nazik bir
şekilde nedenini açıklamamız gerekir
|
(At a
breakfast table)
Son: Mum, can you pass me the butler?
Mother: Sure, here you
are.
(At a
Travel Agent's)
Customer: Would
you give us some information about your package tours?
Travel
Agent: Certainly, Madam. I'd be happy to.
(On the street)
Stranger:
Could you please direct me to
the Alien's Department?
You: Sorry, I don't know where it is
either.
(At work)
Jane: Could you give me a
lift home after work, Jack?
Jack: Sorry, I’d be glad to, but my mother will be waiting for me at the
doctor's, and I am going to pick her up right after work.
*** "I'd be
happy to, I'd be glad to"
yanıtlarını, "I" öznesi ile sorulmuş sorularda
kullanamayız.
— May I take your
dictionary for a moment.
— Of
course, here you are. (Yes, of course you may.) or
— Sorry,
I'm using it myself.
— Can you lend me your dictionary for a moment ?
— Yes, of course.
Here you are.
— Yes, I'd be happy
to.
(I'd be happy to lend you my dictionary. - Memnuniyetle veririm.) or
— I'm afraid I
can't. I'm using it myself.
1-3 POLITE REQUESTS with
"WOULD YOU MIND"
ASKING
PERMISSION
Would you mind if I smoked here? Would
you mind if I opened the window? Would
you mind if I came a bit late tomorrow?
|
"Would
you mind if I + Simple Past
Tense"
Burada Past Tense kullanılmasına rağmen anlam Present ya da
Future'dur.
|
TYPICAL
RESPONSES
No. Not at all. Please do.
No. Of course not. Go ahead.
No, that would be fine.
|
|
ASKING
SOMEONE ELSE TO DO SOMETHING Would you mind opening the window? Would you mind speaking a bit more quietly? Would you mind posting these letters for me?
|
"Would
you mind + doing
|
TYPICAL
RESPONSES
No, of course not. I'd be happy to. Not at all. I'd be glad
to.
|
"Would you
mind if I did?" ,
"............ yapmamın sizce bir sakıncası var mı /
.......... yapmam
sizi rahatsız eder mi? anlamına gelir.
Böyle bir soruya yanıt verirken dikkatli
olmamız gerekir. Eğer "Yes" ile yanıt verirsek, "Evet,
rahatsız eder." anlamına gelir ki bu da pek nazik bir yanıt olmaz. Bu
nedenle karşımızdaki kişiye izin vereceksek, yanıtımız "No" ile
başlamalıdır.
—
Would you mind if I opened the window ?
—
No, of course not. Please do. (Hayır, tabii ki yok. Açabilirsiniz.)
—
Would you mind if I went to bed early tonight ?
—
Not at all. Go ahead.
—
Would you mind if I wore your red sweater tomorrow ?
—
Of course not. Go ahead. (Tabii ki hayır. Giyebilirsin.)
Eğer bu istekleri reddedeceksek, yine
nazik bir ifade biçimi kullanmamız gerekir. Reddederken kullanabileceğimiz
yanıtlar çok çeşitlidir ve konuya bağlıdır.
—
Would you mind if I opened the window ?
— Well. I'd rather
you didn't. It's a bit cold in here. (Açmamanızı tercih ederim. Burası biraz soğuk.)
—
Would you mind if I wore your red sweater tomorrow ?
— Well actually. I was thinking of
wearing it myself. (Aslında,
onu yarın ben giymeyi düşünüyordum.)
—
Would you mind if I had a look at your paper ?
—
Well, I'm reading it myself, actually.
—
Would you mind if I smoked here ?
—
Well, I'd rather you didn't. The smoke makes me cough.
"Would you mind doing?" , "............ yapmanızın sizce bir
sakıncası var mı / .......... yapmak
sizi rahatsız
eder
mi ?" anlamını verir.
Şu iki cümle arasındaki ayrıma dikkat
ediniz.
—
Would you mind if I opened the window?
(Camı açmamın sizce bir sakıncası var mı?)
—
No, please do. (Camı
açacak olan kişi "ben")
—
Would you mind opening the
window ?
(Camı açmanızın sizce bir sakıncası var mı ?)
—
Not at all. I'd be glad to. (Camı açacak olan kişi "siz")
—
Would you mind posting these
letters for me when you go out?
—
No, of course not. I'd be happy to.
Eğer kişinin ricasını yerine
getiremeyeceksek, yine nazik bir şekilde gerekçesini belirtmemiz gerekir.
—
Would you mind posting these letters for me when you go out?
—
Well, I'm afraid I can't. I'm not going past the post office.
—
Would you mind lending me your dictionary ?
—
I'm afraid I can't. I'm using it myself at the moment.
"Would
you mind ..............?" biçiminde verilen bir
cümleyi tamamlarken, cümlenin devamındaki anlama dikkat etmemiz
gerekir.
19.1.4 POLITE
REQUESTS with IMPERATIVES
Emir cümleleri de, ricada bulunurken kullanabileceğimiz yapılardan biridir.
Özellikle, "please" ile yumuşatarak, "emir" havasından çıkarıp,
"rica" anlamı verebiliriz.
— Shut
the door, please.
— Please, try to speak a bit more quietly.
— Be on time, please.
Emir cümleleri, ikinci tekil ya da ikinci
çoğul şahıslara hitaben yapılır ve direk, fiilin yalın haliyle başlar.
— Help me to lay the table, please.
— Please, turn off the
lights.
— Try to come on time,
please.
— Please, let me know
immediately if you get any news.
Olumsuz emir cümleleri "don't" ile başlar.
— Don't make so much noise, children.
— Don't be late, please.
— Don't forget to call me,
please.
Emir cümleleri, özellikle, yön tarif
ederken çok kullanılır.
Stranger: Can
you tell me the way to the post office?
You: Go along
this street. Turn right at the
traffic lights, and then take the
second turning on your left. It's there on the right.